lise aşkları unutulmazdır.hep böyle olmuştur.en unutlamzdır.bu ali için de böyleydi.çok sevmişti.hiç birşeyi hiç kimseyi böyle sevmemişti.
yaseminle alinin hikayesi yaseminin okul kapısından girmesiyle başlamıştır.ali arkadaşlarıyla muhabbet ederek yürürken güzel gözlü bir kız ceylan gibi sekerek girmişti kapıdan.ali görür görmez çarpılmıştı.fakat kız onu farketmemişti bile.arkadaşlarını bulmak için çabucak dönmüştü köşeyi.ali arkadaşlarını bırakıp koşarak kızı aramaya başladı.bir yandan koşarken bir yandanda kızın güzel gözlerini düşünüyordu.en sonunda gördü onu.bahçede banklara oturmuş gülerek birşeyler anlatıyordu.bir süre beklemye karar verdi ali.bu sırada arkadaşları geldi.onları da alıp kızın oturduğu bankın karşısına oturdu.arkadaşları gülüp eğlenirken yüzünde bir tebssümle hayranca kızı seyrediyordu.
sınıflara girmek için sıraya geçtiklerinde kızın da kendi sınıfıda olduğunu farketti.o kadar sevinmişti ki ne yapacağını şaşırmış bir şekilde gülüp duruyordu.sınıfa girdiklerinde kızın adını öğrenmek için yanına gitti.kendini tanıttı ve adını sordu.adının yasemin olduğunu duyunca gülümsedi.yasemin en sevdiği çiçekti.
ali onu çok sevdiğini herkesin bilmesini istedi bir süre sonra.matematik dersi şansına boştu o gün.öğretmen rahatsızlanmıştı.içi içine sığmıyordu.dersin ortalarına doğru öğretmen kürsüsüne çıktı.herkesten susmalarını istedi.sınıf o kadar sessizdi ki çıt çıkmıyordu.kızın gözlerine baktı.önce biraz kızardı.sonra cesaretini topladı ve sessizce haykırdı aşkını.bir an herkes durdu.sonra bir alkış koptu.kız hareket etmiyordu.sadece ali'ye bakıyordu.ali onu böyle görünce yanına gitti.herkes kendi işine dönmüştü.yasemin ali'ye başkasını sevdiğini ondan vazgeçemeyeceğini söyledi.ali'nin umutları,kalbi paramparça olmuştu.gözleri doldu.özür diledi.onu bir daha rahatsız etmeyeceğini söyledi ve oradan ayrıldı.ali'nin bilmediği şey kızın da onu deli gibi sevdiği fakat çok hasta olduğu için kimsenin kendisine bağlanmasını istememesiydi.
günler geçti.ali gün geçtikçe daha çok üzülüyordu.çünkü sevdiği kız bir nefes ötesindeyken ona yaklaşamıyordu.kız beynindeki tümör yüzünden hergün biraz daha zayıflıyor ve halsizleşiyordu.kızın halini gören ali buna anlam veremiyordu.bir gün dayanamadı .kıza yaklaştı ve neler olduğunu bu halini nedenini bilmek istediğini söyledi.kız birşey yok deyip geçiştirdi.ali neler olduğunu öğrenmek istiyordu.en sonunda yasemin'in en yakın arkadaşı yeşim'le konuşmaya karar verdi.okul çıkışında yeşim'i bir kenara çekip sordu.yeşim önceleri söylemek istemedi.sonra herşeyi birbir anlattı.ali beyninden vurulmuşa döndü.hiçbirşeyi duymuyordu.etraf kapkaranlık geliyordu.ruhunu hissedemez olmuştu bir anda.ancak bir iki dakika sonra sonra kendine geldi.hemen kızın evine gitmeyi düşündü.ama ne diyecekti.kara veremedi.kendi evine gitti.bütün gece gözleri bir damla uyku görmedi.ertesi gün okula gittiğinde ilk iş yasemin'i buldu.onu çok sevdiğini ve bu hastalığı birlikte yenebileceklerini söyledi.yasemin ağlıyordu.yasemin ali'ye hayatını mahvetmeye hakkı olmadığını,kendisini unutması gerektiğini söyledi.ali tüm gücüyle reddediyordu.yasemin bu işin olmayacağını söyledi ve gitmek istedi.döndü ve birkaç adım attı.birden yere yığıldı.ali ne yapacağını şaşırmıştı.hemen yasemin'i aldı ve hastaheneye götürdü.yasemin'in ailesi geldi.sonra yasemin'in bir süre hastahanede kalması gerektiğini öğrendiler.
ali yasemin'in başından bir an olsun ayrılmak istemiyordu.her dakikayı her anı onunla birlikte ellerini tutarak geçirdi.yasemin de ali'ye onu sevdiğini söylemişti.ali hergün okuldan sonra hastahaneye gelip yasemin'le ilgileniyordu.bir gün okuldan çıktığında telefon geldi.yasemin'in durumu ağırlaşmıştı.ali ne yapacağını bilmeden hasteneye gitti.odaya girdiğinde yasemin çok kötüydü.sürekli sayıklıyordu.ellerini tuttu.durmadan şu sözleri söylüyordu. "seni deli gibi seviyorum beni bırakma!"yasemin son nefesini verirken bile ali!nin adını sayıkladı.ali inanmak istemiyordu onun öldüğüne.o sımsıcak güleç kıza ölüm ve beyaz kefenler hiç yakışmıyordu.
yasemin'in cenazesinde gözyaşları yağmur olup yağıyordu.ali yasemin'in tabutuna sarılıp "kalk artık yeter yattığın yetti bu şaka!" diyerek ağlıyordu.cenaze bittiğinde birtek ali kaldı mezarın başında.ağladı.durmadan saatlerce ağladı.saat gece yarısına yaklaştığında ali yavaş adımlarla evine doğru yola çıktı.
ertesi gün okula gitti.yeşim'e yasemin'in nerde olduğunu sordu ve bugün onunla hiç karşılaşmadığını söyledi.yeşim çok şaşırmıştı.ne diyeceğini bilemedi.ali'ye yasemin'in öldüğünü hatırlattı.ali durdu,düşündü.hatırlamak istemiyordu.öldüğünü kabullenmeyecekti.yeşim tekrar edince bağırarak onun ölmediğini ölmeyeceğini söyledi.koşarak kapıdan çıktı ve hızla yola koyuldu.hemen eve gitti babasının korunmak için sakladığı silahı aldı.yasemin'in mezarına gidecekti.önce bir çiçekçiye uğrayıp bir demet yasemin çiçeği aldı.mezarı başına geldi.önce çiçekleri bıraktı.sonra silahı çıkardı.zavallı ali'nin son sözleri şunlardı "ALLAH'IM BENİ AFFET.AŞKIM YANINA GELİYORUM.BEKLE BENİ!"
ertesi gün gazetelerin 2.sayfalarında şu manşet yazılıydı:
"ÇILGIN AŞIK SEVGİLİSİNİN MEZARI BAŞINDA İNTİHAR ETTİ."